İnsan kimsenin kalbini bilemez. Bir kişi beş vakit namaz kılıp, kalbi kötülük, haset, kıskançlık içinde de olabilir; hatta kişi namaz kılması karşısında her türlü hak yeme, tecavüz, riya içinde bile olabilir. Bu kişinin namazı sahte, zikri yalandır. Allah'a ibadeti göstermeliktir. Aşağıda değineceğim, Maun suresi bu durumu anlatır.
Kuran'a başvuracak olursak, Araf suresinin 179.ayeti şöyle der: "Andolsun ki, birçok cini ve insanı (yaptıkları yüzünden) cehennemlik kıldık. Onların kalpleri var fakat (hakkı) anlamazlar, gözleri var fakat (gerçeği) görmezler, kulakları var fakat (doğruyu) duymazlar. Onlar hayvanlar gibidirler. Hatta hayvanlardan da aşağıdadırlar. Onlar gaflet içindedirler."
Ben Araf 179'da anlatılanın 'namaz kılmayan hayvandır.' önermesini yapanlar için de geçerli olduğunu düşünüyorum. Yani 'Biz sizin kalbinizi, niyetinizi biliyoruz.' diyor Allah...Ve kalbi kötülük, hak yeme, riya, tecavüzle dolu olanlar 'hayvanlar gibi, hatta ondan da aşağıdadır.' diyor. Böylece kişinin kalbini, niyetini, içindekini bilmeksizin -ve bunun beşer tarafından bilinmesi de mümkün değil- onun hakkında 'Namaz kılmayan hayvandır.' diyenler Araf suresinin 179. ayetine göre Allah nezdinde hayvandan da aşağıdadır. Bunu biz demiyoruz, ayetinde Allah açık açık söylüyor.
Şimdi bütün bu izahı Maun suresiyle birlikte değerlendirelim. Yüce Tanrı şöyle diyor: "Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle. Gördün mü o dine yalan diyeni? İşte yetimi itip kakan odur! Yoksulu doyurmaya teşvik etmez. Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, Namazlarında yanılmaktadırlar. Onlar ki gösteriş yaparlar. Ve yardımlığı sakınır (zekatı vermezler)."
Allah'ın yarattığı en şerefli ve en sevdiği varlık olan insana bir madde-i mahsusa da belirtmek suretiyle hayvan dediği için Araf suresinin 179.ayetinde bahsedildiği üzere Allah'ın karşısında hesap verecek olanların namazı yani Allah'ı zikretmesi yalandır, gösteriştir. Araf suresinin 179. ayetinde anlatılan Allah'ın gadrine uğrayacakların salatı, zikri, tespihi Maun suresinde görüleceği üzere geçersiz ve hatta aleyhe delil kabul edilmiştir Allah tarafından.
İşte tüm bu anlatıdan sonra ortaya çıkan bir gerçek daha vardır. Malum şahıs 'Namaz kılmayan hayvandır.' dedikten sonra kamuoyunda bazı dindar, muhafazakâr, ehlisunnet görünümlü kişiler bu sözü dosdoğru savunmaları mümkün olmadığından vesilelerle, çeşitli dolambaçlarla bu kişinin lafının yanlışlığından da bahsederek 'ağız-dil sürçmesi, öyle demek istemedi, kafası karışmış' gibi üstü kapalı savunulara başvurduğu gibi, yine malum şahsı dosdoğru haklı çıkarmadan fakat dini bazı verilerle, hadislerle hatta çarpıttıkları Kuran yorumlarıyla yine üstü kapalı savunular içine girmektedirler.
Biz onlara sadece Kuran'la ve Kuran'ın verdiği istikametle cevap veririz. İşte Araf...İşte Maun sureleri...
Kuran'ın verdiği istikamet nedir? Doğruluk, dürüstlük, hak yememe, mala, cana, hakka tecavüz etmeme, her durumda adalet gözetme, zulme ve zalime boyun eğmeme, mazlum ve zayıfları koruma ve savunma, peygamberlerin de insan olduğunun idraki, böylece insanlar arasında Allah nezdinde bir fark veya insan olmasından kaynaklı bir üstünlük ya da aşağılık hali olmadığı hususları Kuran'ın verdiği istikametin en mühim olanlarıdır. Biz alim olan, yoğun emekle fikir yaratan herkese sonsuz saygı duyarız ve her şeyi okuruz. Ancak hiç bir insanın yazdığına Allah kelamı rolü veremeyiz, öyle kabul edilmesine de göz yumamayız. Bugünkü teknoloji ve diğer imkanlar tüm kaynakları elimizin altına vermiştir. O sebeple herkesin anladığı dildeki farklı farklı Kuran meallerini mukayese ederek okuması mümkündür. Beşerin yazdığına Kuran üzerinden bakılmasını sağlamalıyız. Kuran'a beşerin yazdığı üzerinden bakılması yanlıştır ve dolambaçlı yollarla üstü kapalı olarak malum şahsın 'Namaz kılmayan hayvandır.' sözünü savunanların en büyük eksiği bu yanlışın farkına varamamalarıdır. Allah ve sözü düşünceye kelepçe takılarak idrak edilemez. İdrak edilemeyen Allah Allah'sızlıktır; buradan çıkan müslümanlık Kuran'ın verdiği istikametin dahilinde değildir ve Kuran'ın yukarda belirttigimiz istikametini içselleştirmeyenler sahte bir müslümanlıkla İslam'a ve hak düşüncesine zarar vermekten başka bir şey yapmıyorlar, aynen 'Namaz kılmayan hayvandır.' diyen kişi gibi.
Son olarak Hac suresinin 18. ayetine müracaat edelim: "Görmedin mi, göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler, güneş, ay ve yıldızlar, dağlar, ağaçlar, bütün hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a secde ediyor. Birçoğunun üzerine de azab hak olmuştur. Allah kimi hor ve hakir kılarsa artık ona ikram edecek yoktur. Şüphesiz Allah dilediği şeyi yapar."
'Namaz kılmayan hayvandır.' diyen kişi bu mukaddes ayeti de inkar ediyor demektir. Zira canlı cansız her şeyin secde ettiği Allah hayvanları hakaret fiiline özne olsun diye yaratmamıştır. Hele ayetin şu cümlesi malum şahsın bugün yaşadığı şeyi anlatıyor: 'Allah kimi hor ve hakir kılarsa artık ona ikram edecek yoktur.' Bugün insanlara hakaret eden bu şahıs müslümanından ateistine, dindarından sekülerine büyük çoğunluğu üzmüş ve aynı şekilde tepki görmüştür. İşte ona ayette de anlatıldığı üzere ikram gösterecek de yoktur, olamaz.